HAZİNE ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten, bankalara ‘tüketim değil üretim için krediyi önceliklendirin’ uyarısı geldi. Dün sabah Türkiye Bankalar Birliği’nin 66. Genel Kurulu’na katılan Şimşek önce bankaları dinledi, ardından başta krediler olmak üzere ekonominin seyri hakkında önemli mesajlar verdi.
İşte Şimşek’in sanayici, bankalar ve tüketiciyi ilgilendiren 5 kritik mesajı…
1- 2023’te bütün sıkıntılı küresel koşullara rağmen yüzde 4.5 civarında büyüme öngörüyoruz. Önceliğimiz finansal istikrardır. Bu nedenle sıkılaşma ve sadeleşme politikalarımız sürecektir.
2- Türk ekonomisinde yeniden dengeleme ihtiyacı çok açık. Politika çerçevemizi bu ihtiyaca göre şekillendiriyoruz. Ekonomi politikalarımızda şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimizdir.
3- Risk yönetimini güçlendireceğiz. Kurumların takibini daha etkin bir şekilde yapacağız. Karbon piyasasını kuracağız. Türkiye Cumhuriyet ürünlerinin katılım finansa uyumunu sağlayacağız. Katılım esaslı sigortacılığın gelişmesi için ilave adımlar atacağız.
4- Kamu bankaları ihracat ve yatırımların finansmanıyla ticari kredilerde çok büyük bir rol üstlendi. Özel sektör bankaları bu anlamda geride kaldı. Bunun sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandığı dönem artık geride kalmalı. Çünkü bunun şartları ortadan kalktı. Artık haklı bir gerekçeleri de kalmamıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir. Burada sürdürülebilir yüksek büyümenin devamı için reel sektörün finansmana kesintisiz erişimi olmazsa olmazdır.
5- Bankacılık sektörünün üretimi, yatırımı desteklemek için yurtdışı finansman imkânlarını daha güçlü bir şekilde değerlendirmesini bekliyoruz. Dolayısıyla sektörden beklentimiz bu.
TBB’nin 66. Genel Kurulu kapsamında Mehmet Ali Akben ve Alpaslan Çakar, Bakan Mehmet Şimşek’e plaket takdim etti.
KÜRESEL SIKILAŞMA SONA ERİYOR
Mehmet Şimşek konuşmasında önümüzdeki döneme ilişkin parasal sıkılaşma tahminlerine de yer verdi. Odağında küresel piyasalar vardı ancak “Sıkılaşmanın sonuna geliyoruz” sözleri, Türkiye ekonomisi özelinde değerlendirilerek yanlış anlaşıldı. Şimşek, küresel sıkılaşmaya vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: “Son 20 ayda 12 gelişmiş ülke merkez bankası 104 kez, Türkiye’ye benzeyen 22 gelişmekte olan ülke merkez bankası ise 158 kez olmak üzere toplamda 262 kez faiz arttırdı. Küresel anlamda parasal sıkılaştırma döngüsünün sonuna yaklaşıyoruz. Bu olumlu bir gelişme. Ümit ediyoruz ki 2024’ün ikinci yarısından itibaren küresel finansal koşullarda daha destekleyici bir ortamla karşı karşıya kalırız.” Şimşek, Türkiye ekonomisinin bu ortamda güçlü büyüme performansı gösterdiğine dikkat çekerek, “Ancak bir süredir büyümenin temel belirleyicisi iç talep olmuştur. Tabi iç talepteki bu güçlü artış makro finansal istikrarı, cari açık ve enflasyon üzerinden tehdit ediyor. Bu türden bir sorunlarla ülkemizi karşı karşıya bırakmış durumda” ifadelerini kullandı.
‘TİCARİ KREDİLERİN ÖNEMİNİN FARKINDAYIZ’
Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, Haziran 2023 itibarıyla, Türk bankacılık sektörünün bilanço büyüklüğünün 19 trilyon TL, bilançonun milli gelire oranının da yüzde 100 civarında olduğunu belirtti. Çakar, “Kur korumalı mevduatın etkisiyle TL’nin payı aktifte yüzde 59, pasifte ise yüzde 56 olarak gerçekleşmiştir. Krediler 10 trilyon TL, menkul kıymetler portföyü ise 3.2 trilyon TL seviyesindedir. Krediler ile 4.5 milyondan fazla ticari müşteri, 33 milyondan fazla bireysel müşterimizin ekonomik faaliyetini destekledik ve 1.5 milyon olarak yeni istihdama katkı verdik. Yani bilançomuzun yüzde 70’i doğrudan ekonomik faaliyetin finansmanında kullanılmıştır” diye konuştu.
Çakar, Temmuz 2023 itibarıyla, 12 aylık dönemde kredilerin yüzde 58 arttığına dikkat çekerek şu bilgileri verdi: “Ticari krediler içinde en büyük pay yüzde 29 ile imalat sanayindedir. İmalat sanayinin payı son 5 yılda 5 puan arttı. Üretimin, ihracatın ve istihdamın belkemiğini oluşturan çok sayıdaki sektöre kullandırılan kredilerin payının daha da arttırılmasının öneminin farkındayız. TL kredilerdeki artış yüzde 73 oldu. Yabancı para kredileri, cinsinden yavaş da olsa azaldı. TL kredileri yüzde 95 oranında, TL kurumsal krediler ise yüzde 44 oranında arttı. Bireysel kredilerdeki artış ise yüzde 84 oldu.”